Lise hayatımda kredili sisteme geçiş süreci yaşadım. Üniversite hayatım boyunca 4 yıl ayrı ayrı sistemlerde okudum. Önce bütünleme hakkımı kaldırdılar sonra iki vize bir finale çıktı sonra oranlar %40-%60'dan %50-%70 gibi bir şeyler oldu. İşe girdim emeklilik kanunu değişti. 42 yaşında emekli olabilmek varken bu 62 ye çıktı. (Şimdi ne 42 doğru ne 62 el insaf) Bir sene sonra işimde yükselme ya da işsiz kalma gibi bir durumum var. Şimdi nasıl bir sistem oturtulacak ki benim mevcut kazanım hakkım korunacak. Atıyorum şu an işten çıkartılsam 10 bin ytl tazminat alacaksam, gelecek sene bu kanun çıkarsa ve işten çıkartılırsam aynı parayı alabilecek miyim? Yoksa "sizin için geçiş dönemi hazırladık" adı altında 3 bin ytl mi verilecek? Bu parayı kim verecek? İşveren mi? birikmemiş fondan devlet mi?
Sabah gazeteleri okuyorum. Milyar dolar sahibi türk işadamları var listede. "Bir yılda servetini ikiye katladı" yazıyor.
Rahmetli "bir koyup üç alacağız" diyordu. Kimi koymadan üç alır, kimi üç koyar üçün birini bile alamaz.
Hakkaten o kadar çok kesinti var ki maaşımdan. 35 yıl prim ödeyeceğim 62 yaşından sonra belki 5 yıl maaş alacağım. Bu arada işsiz kalırsam kıdem tazminatı da alamayacağım. Gelişmiş ülke olsak güvenirim ama hiçbir hükumet şimdiye kadar güven vermedi bana.
Aslında beni yıkan da ney biliyor musun? A partisi de aynısını yapıyor, B partisi de, C partisi de... Ne olacak halimiz?
Yurtdışından Türkiye'yi gözlemleyen birisi toplumsal yapımızla ilgili olarak şöyle bir tespitte bulunmuştu: "Türkler yaşlılarına efendileri gibi, çocuklarına da yarı tanrı gibi davranırlar."
Bir arkadaşım da Rusya gezisi sonrası şöyle bir tespitte bulunmuştu: "Rusya'da yaşlılar sosyal güvenlik sisteminin dışında kaldıkları için, sokaklar evsiz, barksız aç-sefil yaşlılarla dolu, çocuk fuhuşu ise had safhada." Şimdi sosyal güvenlik sisteminin toplumsal yapı ile nasıl doğrudan bir ilişkisi olduğunu düşünelim ve sosyal güvenlik ile ilgili enstrümanlarla oynamanın toplumda yaratacağı etkileri düşünerek hareket edelim. İşsiz kalıp zor duruma düştüğümüzde yaramıza az da olsa merhem olan ama tabiri caizse zaten çük kadar olan kıdem tazminatının kaldırılmasının (Yerine gelecek olan şey'in tatmin edici olabileceğine inanmıyorum) etkilerini bir düşünelim. Ha bunu bir de yerel siyasetçi olup, seçerek meclise gönderdiğimiz milletvekillerinden umut edelim. Ne de olsa umut fakirin ekmeği değil mi?
Olasılığı tanımlayayım mı? Türkiye'de her gelen hükümet ile birlikte düzen'in değişmesinin yansımalarından biridir. Bir durun lan!