Belki yazacaklarım misojinist bir ağızdan yazılıyor olarak algılanabilir fakat bu tespitimde 'kadın düşmanı' olduğum düşünülmesin.

Burası çok önemli. gözlerinizi kapatın ve şunu düşünün: herşeyi aynı iki öğrenciyi ele alalım. Ailesinin yanında üniversite okuyan bir öğrenci ile ailesinden çok uzakta tek başına okuyan bir öğrencinin hayat deneyimi aynı olabilir mi? sanırım bu soruya vereceğiniz cevap şehzadelerin sarayda yetiştirilmesi ile ilgili bir fikir verecektir.
Devam edelim. Sarayda yetiştirilen şehzadeler harem içinde, kadınların etki alanı içinde yaşıyorlardı. Haremi cinsellik olarak düşünmeyin. Padişahın her karısı kendi çocuklarını saltanata hazırlıyor ve boğdurulmasından endişe ettiği için korku içinde büyütüyordu. Çünkü çocuğunun ölmesini istememesi baş etken olmakla birlikte aynı şekilde çocuğu ona bir statü veriyordu.

Erkeği, eğer yönetici olacaksa, belli bir yaştan sonra evinden uzaklaştırıp erkekler içinde büyütmek gerekir. Bu devlet yönetiminde bin yıllık eski bir gelenektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder